- nefes nefese
- zf.
Soluk soluğa
Mermer merdivenleri nefes nefese çıkıp elektrik düğmesine basarken kalbi ... yırtılacak gibi çarpıyordu.
- Ö. SeyfettinAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Mermer merdivenleri nefes nefese çıkıp elektrik düğmesine basarken kalbi ... yırtılacak gibi çarpıyordu.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nefes nefese kalmak — soluğu tıkanacak gibi olmak Delikanlı, sonunda gömleği terden sırtına yapışıp nefes nefese kaldığı bir an, gömleğinin yeniyle alnının terini silerek oyunu bıraktı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes — is., Ar. nefes 1) Soluk 2) Şifa amacıyla hastaya okunan dua 3) Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. H. Taner 4) mec. Canlılık, hayat belirtisi Bir insan daha … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıknefes olmak — nefesi tıkanmak, nefes nefese kalmak, nefes darlığı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ekin Türkmen — (* 22. August 1984 in Izmir) ist eine türkische Schauspielerin, die hauptsächlich in TV Serien zu sehen ist. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Filmografie 2.1 Serien … Deutsch Wikipedia
çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
getirmek — e 1) Gelmesini sağlamak Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. R. N. Güntekin 2) de Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak 3) i Erişmek veya eriştiğini sanmak Baharı getirdik. 4) nsz İleri sürmek Örnek getirmek. 5) nsz Sebep… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk soluğa — zf. Koşmaktan güçlükle soluk alarak, sık sık soluyarak, yorgun, bitkin veya telaşla, nefes nefese Soluk soluğa gelmişti; mühim bir haber getirmişti, belli. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük