rahmet okutmak — biri, kötü bir kimseden daha kötü çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pabucu büyüğe okutmak — alay (kendini) akılsızca davrananlara öğüt olarak kullanılan bir söz Bu ne hâl, sen kendini pabucu büyüğe okut … Çağatay Osmanlı Sözlük
okıtmak — okutmak I, 212 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
okıtsamak — okutmak istemek, çagırtmak istemek I, 302 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TEDRİS — Okutmak. Öğretmek. Ders vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İKRA' — Okutmak. Oku diye emretmek. * Selâm göndermek. Yakın gelmek. Ziyafet istemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
düzeltme işareti — is., dbl. Yazılışları aynı okunuşları ve anlamları farklı Doğu kökenli sözleri birbirinden ayırt etmek ve bunlardaki g, k ünsüzlerini ince okutmak için kullanılan işaret (^), şapka işareti, inceltme işareti, şapka: âdet, âlem, âşık; kâğıt, tezgâh … Çağatay Osmanlı Sözlük
gevşeklik — is., ği 1) Gevşek olma durumu 2) mec. İlgisiz, kayıtsız davranış O yıllarda, hiç dayaksız çocuk okutmak, hocanın gevşekliğini gösterirdi. M. Ş. Esendal 3) mec. Uyuşukluk, kesiklik, rehavet Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
okutma — is. Okutmak işi Ertesi gün, onu okutmaya başlayacağını, adam edeceğini müjdeledi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
pabuç — is., cu, Far. pāpūş 1) Ayakkabı Ökçesi basık pabucunun içinde kara ve çatlak topuklu ayakları ellerinden ziyade ortadadır. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Masa, sandalye vb. mobilyaların ayaklarına takılan metal veya plastik eklenti 3) fiz. İletken… … Çağatay Osmanlı Sözlük