- onarma
- is.
Onarmak işi
Günün birinde kolları sıvayıp ve eline irili ufaklı aletler alıp bunu onarmaya kalkışmıştı.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Günün birinde kolları sıvayıp ve eline irili ufaklı aletler alıp bunu onarmaya kalkışmıştı.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
evi onarma — evi düzeltme … Beypazari ağzindan sözcükler
malı onarma — hayvana bakma … Beypazari ağzindan sözcükler
MEREMMET — Onarma, tamir. * Üstünkörü tamir edip onarma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
onarılmak — nsz Onarma işine konu olmak, onarma işi yapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Hemshin peoples — Համշե(ն)ցիներ Hemşinliler A Hemshinli woman in traditional dress. Total population 500,000 700,000 Regions with significant populations … Wikipedia
bisikletçilik — is., ği 1) Bisikletle yapılan spor, çifttekercilik 2) Bisiklet satma, onarma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
demircilik — is., ği 1) Demir alıp satma işi 2) Demir eşya alıp satma veya onarma işi 3) Demircinin zanaatı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlükçü — is. 1) Gözlük satan veya onaran kimse 2) Gözlük satma ve onarma işlerinin yapıldığı dükkân … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlükçülük — is., ğü 1) Gözlük satma işi 2) Gözlüğe cam takma, gözlük çerçevesi onarma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalafat — is., den., Rum. 1) Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım. Halikarnas Balıkçısı 2) tar.… … Çağatay Osmanlı Sözlük