onarmak — düzeltmek … Beypazari ağzindan sözcükler
kalafatlamak — i, den. 1) Geminin kaplamasını kalafatla onarmak 2) mec. Onarmak, çekidüzen vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayarlamak — i, hlk. 1) Hayvanın eskiyen nallarını onarmak, eskiyen nalın çivilerini yenilemek 2) Düven taşlarını yeniden koymak veya onarmak 3) Sövmek, küfretmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
avadanlık — is., ğı Bir işi yapmak, bir aracı onarmak için kullanılan alet takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
düzeltmek — i 1) Düzgün duruma getirmek Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim. R. N. Güntekin 2) Bozukluğunu gidermek, onarmak 3) Yanlıştan kurtarmak, tashih etmek Öğleden sonra nüfus kâğıdını getir, kaydını düzeltelim. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
havuzlamak — i Gemiyi onarmak için havuza çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
köprücü — is. 1) Köprü yapan kimse 2) ask. Tombazlarla köprü kuran istihkâm kıtası 3) tar. Osmanlı ülkelerinde, özellikle ordunun geçeceği yollar üzerindeki köprüleri onarmak ve korumakla görevli takım … Çağatay Osmanlı Sözlük
onarma — is. Onarmak işi Günün birinde kolları sıvayıp ve eline irili ufaklı aletler alıp bunu onarmaya kalkışmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
örmek — i, er 1) İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak işlemek veya tezgâhta dokumak Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o! S. F. Abasıyanık 2) Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak Paltonun sırtını güve yemişti de ben … Çağatay Osmanlı Sözlük
yamalamak — i Yama ile onarmak, yama vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük