aşırmak — bir şeyi gideceği yere götürmek, hırsızlamak … Beypazari ağzindan sözcükler
araklamak — i, argo Çalmak, aşırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırıvermek — i, den Çabucak aşırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırma — is. 1) Aşırmak işi 2) mim. Yapı çatılarında uzun mertek, aşık 3) sf. Aşırılmış Aşırma bir eser. 4) hlk. Küçük kazan, kova, bakraç 5) ed. Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırtmak — i, e 1) Aşırma işini yaptırmak 2) Aşırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalmak — i, e, ar 1) Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. F. R. Atay 2) Vurarak veya sürterek ses çıkartmak Bir yandan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçırmak — i 1) Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak 2) Bir işi belirlenen zamanda yapamamak Maçı kaçırdım. 3) nsz Zor kullanarak yanında götürmek Kız kaçırmak. 4) Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek Fırsatı kaçırdım. 5) Yararlanamamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaldırmak — i 1) Bulunduğu yerden almak Örtüyü masanın üzerinden kaldır. 2) Yukarı doğru hareket ettirmek Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. S. F. Abasıyanık 3) Yükseltmek Duvarı bir metre daha kaldırmalı. 4) nsz Ürün toplamak, taşımak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lok — is., den., İng. lock Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz … Çağatay Osmanlı Sözlük
omuzlamak — i 1) Omzuna almak 2) Omzuyla dayayıp itmek 3) mec. Destek vermek Adam olanı bir defa omuzlamak yeter. 4) mec. Bir iş veya görevi yüklenmek, sorumluluk almak 5) argo Alıp götürmek, sırtlayıp kaçırmak, aşırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük