ünsüz — sf. 1) Ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz 2) is., dbl. Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant Birleşik Sözler ünsüz benzeşmesi ünsüz düşmesi ünsüz göçüşmesi ünsüz ikizleşmesi ünsüz tekleşmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ötümlü — sf., dbl. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan, titreşimli ses veren (ünsüz), titreşimli, sürekli, yumuşak, tonlu, sedalı Birleşik Sözler ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sedalı ünsüz — is., dbl. Ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürekli ünsüz — is., dbl. Ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
titreşimli ünsüz — is., dbl. Ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tonlu ünsüz — is., dbl. Ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumuşak ünsüz — is., dbl. Ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumuşama — is. 1) Yumuşamak işi Yüzünde belli belirsiz bir yumuşama vardı. Y. Z. Ortaç 2) Dünyada soğuk savaş döneminden sonra stratejik silahların geliştirilmesiyle başlayan siyasal gerginliğin ortadan kaldırılması siyaseti, detant 3) dbl. Ötümsüz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sedalı — sf., dbl. Ötümlü Birleşik Sözler sedalı ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürekli — sf. 1) Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî 2) zf. Uzun süreli olarak, daima 3) dbl. Ötümlü Birleşik Sözler sürekli ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük