paylamak

paylamak
-i
Birine kusurundan ötürü sert sözler söylemek, azarlamak

Görümcesi onu paylıyor, o ise Kutlu'nun yüzüne bakıyordu, duymamacasına.

- N. Araz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • engdamak — paylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • itap etmek — paylamak, azarlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muaheze etmek — paylamak, ayıplamak, kınamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • azarlamak — i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • darılmak — nsz 1) Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı? Ö. Seyfettin 2) Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek Sinirlenmek,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • efendi efendi — zf. 1) Uslu uslu Bu gece buraya klarnet çalmaya değil, efendi efendi oturup rakı içmeye, mehtabı seyretmeye gelmiş. H. Taner 2) ünl. (efe ndi efe ndi) Dikkat çekmek veya paylamak amacıyla kullanılan bir seslenme sözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haşlamak — nsz 1) Bir şeyi kaynar suya daldırmak Sebze haşlamak. 2) i Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek 3) Suda kaynatarak pişirmek Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze. H. E. Adıvar 4) i Kaynar sıvı bir şeyi yakmak Kaynar su ayağımı haşladı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kakımak — i, hlk. 1) Bir kimsenin yaptığı işin beğenilmediğini kendisine sert sözlerle söylemek 2) Öfkelenmek, kızmak 3) Darılmak 4) Paylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • paylama — is. Paylamak işi, azarlama, tekdir, tevbih …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız açmak — 1) söz söylemek, konuşmak 2) azarlamak, paylamak Aman efendim, bendenize bir ağız açtılar, donakalmışım. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”