perîşan — (F.) [ نﺎﺸیﺮﭘ ] 1. dağınık. 2. kötü durumda, perişan. ♦ perişan olmak darmadağın olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
perişan olmak — 1) dağılmak, düzeni bozulmak Bir sürü laf edildikten sonra facia başlayacak, tabii aile perişan olacak. H. E. Adıvar 2) acınacak duruma gelmek Vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazdım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
perişan etmek — 1) dağıtmak, düzenini bozmak 2) acınacak duruma getirmek Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
PERİŞAN — f. Dağınık, karışık. * Bozuk, tertibsiz, düzensiz. * Kederli, hüzünlü, kaygılı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÜLF-İ PERİŞAN — f. Zülfün dağınık, perişan oluşu. Sevgilinin saçının darma dağın oluşu. * Mc: Sevilen şeylerin, işlerin karma karışık oluşu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
madımaskara — perişan … Beypazari ağzindan sözcükler
perişanlık vermek — perişan duruma getirmek, perişan etmek Kaç defa deve kafilelerinin bir at sesi yüzünden ortalığa perişanlık verdiğine rast geldim. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sersefil olmak — perişan, zavallı durumda olmak Burada sersefil olmanızın bir anlamı yok, bence eve gitmeniz daha yararlı olur. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
botrak — perişan, peragende … Çağatay Osmanlı Sözlük
botramak — perişan, peragendo olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük