- sahici
- sf.
Sahte olmayan, gerçek, yapma karşıtı
Sana tatlı ve sahici bir masal söyleyeyim de onu dinle!
- S. M. Alus
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sana tatlı ve sahici bir masal söyleyeyim de onu dinle!
- S. M. AlusÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Deniz Seki — ‹ The template below (BLP IMDb refimprove) is being considered for deletion. See templates for discussion to help reach a consensus.› Deniz Seki (July 1, 1970, Istanbul) is a Turkish singer. Her family is rooted from Antalya. They moved to… … Wikipedia
Deniz Seki — (* 1. Juli 1970 in Istanbul) ist eine türkische Popsängerin. 2006 spielt sie im Film Türken im Weltall (Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu) mit.. Diskografie 1997: Hiç Kimse Değilim (Deutsch: Ich bin kein niemand) 1999: Anlattım (Deutsch: Ich habe es… … Deutsch Wikipedia
gerçek — sf., ği 1) Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 2) is. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat 3) Aslına uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
melek — is., ği, din b., Ar. melek 1) Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte 2) mec. Terbiyeli, uysal kimse Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler melek otu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yapma — is. 1) Yapmak işi 2) sf. Doğadaki şeylere benzetilerek insan eliyle yapılmış, yapay, suni, sahici karşıtı Eliyle bahçenin dökme taştan yapma mağaralarından birini göstererek... Y. K. Karaosmanoğlu 3) sf. İçten olmayan, içten gelmeyerek yapılan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
balo vermek — balo hazırlamak, düzenlemek İki ay sonra sahici bir balo vereceğiz. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bal gibi — 1) pek tatlı 2) şüpheye yer bırakmadan, çok iyi, adamakıllı Hepsi o kadar sahici ki telefonun öbür ucundaki, bal gibi inanıyor. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAKİKÎ — Gerçek. Hakikate mensub. Sâhici, doğru … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REEL — Fr. Gerçek, hakiki, sahici … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hakikiyye — hakikate mensup; gerçek; sahici; doğru; gerçekten … Hukuk Sözlüğü