elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak — istemeyerek birini yaralamak veya öldürmek Belki elinden bir kaza çıkar diye evine girmeye cesaret edemezdi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sacat — sacát, ă, adj. (înv.) vătămat; spetit (de muncă); bolnav, lovit; rănit; infirm. Trimis de blaurb, 16.11.2006. Sursa: DAR sacát adj. – Rănit, vătămat, damblagit. – var. mr. săcat. tc. (arab.) sakat (Şeineanu, II, 304), cf. ngr. σαϰάτης, alb … Dicționar Român
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ferdî kaza sigortası — is., ekon. Deprem dâhil her yerde oluşacak kaza sonunda ortaya çıkan sakatlık, hastalık veya ölüm dolayısıyla ödenecek para tutarını belirleyen sözleşme … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötürüm — sf. 1) Yaşlılık veya sakatlık sebebiyle yürüyemeyen, ayağa kalkamayan (kimse), oturak Duvar diplerinde kötürüm gibi yatıyorlar, uyukluyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Yürüyemeyecek derecede sakat (bacak) O vakit, iki yanmış odundan hiç fark edilmeyen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
malulen — zf., Ar. maˁlūlen 1) Sakat, hasta bir biçimde 2) Hastalık, sakatlık sebebiyle Birleşik Sözler malulen emekli … Çağatay Osmanlı Sözlük
maluliyet — is., esk., Ar. maˁlūliyyet Sakatlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
malullük — is., ğü Sakatlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortopedik — sf., ği, tıp, Fr. orthopédique Ortopedi ile ilgili olan Ortopedik sakatlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
özür — zrü, Ar. ˁuẕr 1) Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme veya bu kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret Harp tarihi bu saldırı için hiçbir özür bulamayacaktır. F. R. Atay 2) Sakatlık, bozukluk, eksiklik veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük