aç kurt gibi (yemek veya üşüşmek veya saldırmak) — büyük bir istekle … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine yürümek — saldırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hücum etmek — saldırmak Küçük bir çakı ile üzerime hücum etti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
taarruz etmek — saldırmak Taarruz etsek de bir fayda yok belki tehlike var … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılıç çekmek — saldırmak veya selamlamak amacıyla kılıcı kınından çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kawçımak — saldırmak, üstüne du;mek III, 276bkz: kafç ıtmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kem(i)şmek — saldırmak, çıkarmak, atmak, sürmek; bir ;eyi çıkarıp atmak I, 309, 441, 472; II, 112, 115 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
pusu — is. 1) Birine saldırmak için saklanarak beklenilen yer 2) Birine saldırmak için hazırlanma durumu Pencerenin kenarında pusuda bekleyen Sipsi, sinsice pencereye yaklaşır. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller pusu kurmak pusuya düşmek pusuya … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarmak — i, ar 1) Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek 2) Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek Ordu düşmanı sardı. 3) Dolayında yer almak 4) Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
silah — is., Ar. silāḥ 1) Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç 2) mec. Savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç 3) mec. Bir konuda etkili her şey Bir maddi menfaate dayanmayan meselelerde rica ve niyaz en kuvvetli bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük