- sandık sepet
- is.
Ortada ne varsa
Sandık sepet, topladı götürdü.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sandık sepet, topladı götürdü.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sepet — is., Far. seped 1) Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap 2) sf. Bu kabın aldığı ölçüde Bir sepet elma. 3) sf. Bu kap biçiminde örülerek yapılmış Sepet sandık. Sepet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık — is., ğı, Ar. ṣandūḳ 1) İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası Köhne kitap sandıklarının başında kendi sahiplerinden başka kimseler görünmüyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık odası — is. Sandık, sepet vb. ev eşyasının konulduğu küçük oda Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin / Sandık odalarında. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sepet sandık — is., ğı Sepet gibi, ince dallardan örülmüş ve çoğu meşin ile kaplanmış sandık … Çağatay Osmanlı Sözlük
döküntülü — sf. 1) Döküntüsü olan Ortalıkta yorgan, döşek, sandık, sepet; tıpkı yangından kaçmış ailelerin döküntülü, bıkkın tablosu... Ç. Altan 2) tıp Deride döküntü ile görülen, döküntü ile beliren (hastalık) … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğneden ipliğe kadar — ne kadar eşya varsa Sandık, sepet, bavul, çekmece, dolap ne varsa, iğneden ipliğe kadar aradım. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kap — 1. is., bı 1) İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne 2) Kap kacak 3) Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb 4) Kapak, cilt Birleşik Sözler kap kacak bileşik kap… … Çağatay Osmanlı Sözlük