- sebep
- is., -bi, Ar. sebeb
Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey
Aynayı kırmamın hiçbir sebebi yoktur.
- S. F. AbasıyanıkBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Aynayı kırmamın hiçbir sebebi yoktur.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sebep olmak — neden olmak, yol açmak Bir aralık, ne sebep oldu bilmem, daha sıkı uğramaya başladım. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sebep bilimi — is. Neden bilimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sebep olan sebepsiz kalsın — herhangi bir kötü duruma yol açanlar için kullanılan bir ilenme … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafifletici sebep — is., bi Suçun hafiflemesine sebep olan durum veya olay, hafifletici neden … Çağatay Osmanlı Sözlük
sudan sebep — is., bi Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak sebep … Çağatay Osmanlı Sözlük
mucip sebep — is., bi Gerekçe … Çağatay Osmanlı Sözlük
mücbir sebep — is., bi, huk. Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar … Çağatay Osmanlı Sözlük
mücbir sebep — Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar … Hukuk Sözlüğü
meydan açmak — sebep olmak Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
vesile bulmak — sebep yaratmak, bahane göstermek Bir vesile bulup size takdim edilmek pek kolay bir iş oldu. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük