- ayırt etme
- is.
Ayırt etmek işi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ayırt edebilmek — i, den Ayırt etme imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayırt edilmek — nsz, den Ayırt etme işine konu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
işlev — is. 1) Bir nesne veya bir kimsenin gördüğü iş, iş görme yetisi, görev, fonksiyon Muammer, işlevini yerine getirdi, haklı olarak birçok seyirci kazandı. H. Taner 2) top. b. Bir yapının gerçekleştirilebileceği ve onu başka yapılardan ayırt etme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefrik — is., esk., Ar. tefrīḳ Ayırma, ayırt etme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tefrik etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
temyiz — is., Ar. temyīz 1) Ayırt etme 2) huk. Mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller temyiz etmek temyize gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tipoloji — is., Fr. typologie İnsan tiplerini belirleme ve ayırt etme yöntemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevk — is., Ar. ẕevḳ 1) Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık. Y. K. Beyatlı 2) Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafife almak — küçümsemek, önemsememek Sağduyunuzu, yanlışlıkla doğruyu ayırt etme yeteneğinizi hafife almaktadır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
teşhîs — (A.) [ ﺺﻴﺨﺸﺕ ] 1. ayırt etme. 2. kişilik kazandırma. 3. tanı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
DÂVERÎ — f. Hâkimlik, hükümdarlık. * Mahkeme ve dâvâ. * Kötü ile iyiyi birbirinden ayırt etme. * Kavga, mücadele … Yeni Lügat Türkçe Sözlük