- sezme
- is.
Sezmek işi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
his — is., ssi, Ar. ḥiss 1) Duygu Birisi duygularına, hislerine kulak verir, öteki hile ve desise seslerine ... B. Felek 2) Duyu 3) Sezgi, sezme Birleşik Sözler hissedilmek hissetmek hissettirmek hissikablelvuku hissiselim … Çağatay Osmanlı Sözlük
irfan — is., Ar. ˁirfān 1) Bilme, anlama, sezme Zira onun irfan seviyesi hakkında malumatım pek azdır. R. H. Karay 2) Gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş, varış, varışlılık 3) mec. Kültür … Çağatay Osmanlı Sözlük
keşif — is., şfi, Ar. keşf 1) Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma Meselenin künhü bir türlü keşif ve halledilemiyor. R. H. Karay 2) Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması Amerika nın keşfi. 3) Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kör — sf., Far. kūr 1) Görme engelli Körü körüne duygululuk sanatçıyı da körün değneğiyle yolunu araması gibi zavallı duruma düşürür. N. Cumalı 2) Keskinliği yeterli olmayan Kör bıçak. Kör makas. 3) Az aydınlık veren Sahanlığın üstünde bir kör kandil… … Çağatay Osmanlı Sözlük
önsezi — is. 1) Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, basiret, altıncı duyu veya his Bir önsezi benliğini derinden derine yokluyor kuruntusuna kapılmıştı. T. Buğra 2) fel. Temellendirilmeyen duygu, verilmemiş olanın … Çağatay Osmanlı Sözlük
sezgi — is. 1) Sezme yeteneği, feraset Kaynana, yaman halk kadını sezgisi ile teşhisi koymuştur. H. Taner 2) fel. Gerçeğin deneye veya akla vurmadan doğrudan doğruya kavranması … Çağatay Osmanlı Sözlük
sezinleme — is. Sezinlemek işi, sezme Bu albenili genç kadını, önce kişisel eşyasıyla sezinleme imkânı buluruz. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
seziş — is. Sezme işi veya biçimi Huzura ulaşınca olağanüstü bir seziş ve özdeşleşme yetkisine varmış oluyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzak görüş — is. İleride olabilecekleri düşünme ve sezme … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzak görüşlülük — is., ğü İleride, gelecekte olabilecekleri düşünme ve sezme gücü … Çağatay Osmanlı Sözlük