sezikmek — sezmek II, 117 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duymak — i, ar 1) Bilgi almak, öğrenmek, haber almak Yaptıklarını duydum. 2) İşitmek, ses almak Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor. Y. Z. Ortaç 3) Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek Yüzme denilen mucizeyi ancak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hissetmek — i, der, Ar. ḥiss + T. etmek 1) Fiziksel bir uyarıyı duymak Ben öyle dalmış düşünürken, omuzumda bir el hissettim. H. Taner 2) Bir şeyden etkilenmek, duymak 3) Sezmek, farkına varmak, anlamak Bu yıkılışın ona geldiğini hep hissediyorduk. F. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sezinlemek — i Sezer gibi olmak, sezmek Arkadaşlarından ayrıldığını, tam ters yola düştüğünü sezinlemedi bile. A. Sayar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sezme — is. Sezmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
fark etmek — 1) görmek, seçmek Boğaz ın sisle kaplı olduğunu ancak ön güvertede bir yer bulup oturunca fark etmişti. A. İlhan 2) anlamak, sezmek Öç almanın fırsatını yakalamış gibi konuştuğunu fark etti. T. Buğra 3) değişmek, başkalaşmak 4) ayırt etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kokusunu (veya koku) almak (veya duymak) — 1) bir nesnenin kokusunu algılamak Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür. M. Ş. Esendal 2) mec. gizli tutulan bir şeyi sezmek Yılların gazetecisisin oğlum, iyi haberin kokusunu kilometrelerce uzaktan alırsın. A … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlüne doğmak — içine doğmak, sezmek, hissetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük