seziş

seziş
is.
Sezme işi veya biçimi

Huzura ulaşınca olağanüstü bir seziş ve özdeşleşme yetkisine varmış oluyordu.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • šėžis — sm. (1) NdŽ; R, MŽ, N, L, Rtr, KŽ, BII75, šẽžis (2) KŽ; [K], Rtr žr. šėžė …   Dictionary of the Lithuanian Language

  • sezik — seziş, sezme I, 408; II, 152 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • saisissant — saisissant, ante [ sezisɑ̃, ɑ̃t ] adj. • 1690; de saisir 1 ♦ Cour. Qui surprend (en parlant d une sensation, d une émotion). Un froid saisissant, vif et piquant. Spectacle saisissant. ⇒ étonnant, frappant, surprenant. « Le contraste était… …   Encyclopédie Universelle

  • sézigue — ● sézigue ou sézig pronom personnel Populaire. Soi, lui. ⇒SÉZIGUE, pron. pers. Arg., pop. Soi; lui, elle. Et au pajot, sézigue, c est une affaire (LACASSAGNE, Arg. « milieu », 1935, p. 2). Prononc. et Orth.:[sezig]. V. cézigue. Étymol. et Hist.… …   Encyclopédie Universelle

  • saisisseur — saisisseur, euse [sezisœʀ, øz; sɛzisœʀ, øz] n. ÉTYM. XXe; de saisir. ❖ ♦ Rare. Personne qui saisit (qqch.). || « … ô Saisisseur de glaives à l aurore… » (Saint John Perse, Exil, III) …   Encyclopédie Universelle

  • basiret — is., Ar. baṣīret Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, sağgörü, önsezi Kanal ı müdafaa edenler, yüz millik cephe üzerinde çok basiretle vazife görmeye mecbur idiler. F. R. Atay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duyuş — is. 1) Duyma işi veya biçimi 2) mec. Seziş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • feraset — is., ruh b., esk., Ar. ferāset 1) Anlayış, seziş, sezgi Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum. A. Gündüz 2) Zekâ …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • irfan — is., Ar. ˁirfān 1) Bilme, anlama, sezme Zira onun irfan seviyesi hakkında malumatım pek azdır. R. H. Karay 2) Gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş, varış, varışlılık 3) mec. Kültür …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • radar — is., İng. radar 1) Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz 2) Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt 3) mec. İçgüdü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”