- takınmak
- nsz
1) Kendine takmak2) -i, mec. Bir nitelik veya durum almak
Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği de yoktu.
- F. R. Atay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği de yoktu.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
vaziyeti takınmak — herhangi bir tavır takınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavır almak (veya takınmak) — belli bir durum veya davranış biçimini benimsemek, vaziyet almak Bilgin değilim. Onun için yazılarımda da bilgince tavır takınmaktan çekinirim. O. V. Kanık Parçasını söylerken aldığı tavır, insanı gülmekten katıltacak kadar komik. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavır almak (veya takınmak veya koymak) — (birine karşı) mesafeli davranmak, uzak durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tel takınmak — alay teller takmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
edebini takınmak — edepli davranmaya başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynuz takmak (veya takınmak veya taktırmak) — karısı başka bir erkekle ilişki kurarak aldatılmak Onlar da sana seksen zamparayla boynuz taktırdılar ya. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
... yüz takınmak — yüze verilen biçimle bir duyguyu belirtmek Osman Nuri Bey umutsuzluğa düşerek sessiz sessiz ağlamaya başlayınca Seniye Hanım onu teselli için hemen güler bir yüz takınmış aman ne yapıyorsunuz bey demişti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tolgamak — takınmak, dolamak; ağrı tutmak, iç bulanmak, burulmak. I I, 288; II I, 289 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
asmak — i, e, ar 1) Bir şeyi aşağıya sarkacak biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak Lambayı tam pencerenin karşısına astı. S. F. Abasıyanık 2) Üzerine takınmak, kuşanmak 3) i Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
davranmak — nsz 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak Hiç gerekmezken dönüyor ve onu yeni görmüş gibi davranıyor. T. Buğra 2) e Bir şeye el atmak, girişmek Polisi görünce kaçmaya davrandılar. H. Taner 3) e Bir işi yapmaya hazır olmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük