- tartma
- 1. is.
Baş örtüsü, yemeniAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller2. is.1) Tartmak işi2) sp. Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tartma tartmak — baş örtüsü takmak Bayanlar sırtlarına toza, yağa dayanır birer takım giydiler, başlarına da birer tartma tarttılar, ... fabrikaya gittiler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartılmak — nsz 1) Tartma işi yapılmak veya tartma işine konu olmak 2) Kendini tartmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırlık — is., ğı 1) Ağır olma durumu Yükün ağırlığı. Taşın ağırlığı. 2) Değerli olma durumu Hediyenin ağırlığı. 3) Ağırbaşlılık Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi. 4) Tehlikeli olma durumu 5) Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum Havanın ağırlığı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeker — is. Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sayı — is., mat. 1) Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet Bir, beş, yüz, birer sayıdır. 2) Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartı — is. 1) Ağırlık Bunun tartısı belli değil. 2) Tartma aleti, çeki 3) mec. Oran, ölçü, karar 4) den. Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartış — is. Tartma işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarttırmak — i, e Tartma işini yaptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
terazi — is., Far. terāzū 1) Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan Sanki her an bütün bir tarihi tartan hisli teraziler gibiydiler. A. Ş. Hisar 2) Elektronik tartma aracı 3) İp cambazlarının dengeyi sağlamak için kullandıkları uzun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KANTARİYYE — Kantar ücreti. Tartma parası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük