taşmak — II, 12 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
taşmak — tugyan olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolup taşmak — 1) gereğinden çok olmak, gereğinden çok kaplamak Dışarıda bulutsuz bir temmuz göğü, öğle güneşinin yakıcı aydınlığıyla dolup taşıyordu. N. Cumalı 2) çok kalabalık olmak Millî takımın karşılaşmalarında stadyumlar dolup taşıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabrı taşmak (veya tükenmek) — artık katlanmaz, dayanmaz duruma gelmek, sabrı kalmamak Sabrı tükenmiş olanlardan birkaçı, birden söze başlamak istedilerse de reis izin vermedi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sivişmek — taşmak … Beypazari ağzindan sözcükler
tuğyan olmak — taşmak, coşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
azmak — 1. is., ğı, hlk. 1) Küçük su birikintisi, gölcük 2) Bataklık 2. nsz, ar 1) Taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak Çocuklar azdı. 2) Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak Deniz azdı. 3) Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek Bazılarının … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolmak — nsz, ar 1) Dolu duruma gelmek 2) Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. T. Buğra 3) Bir yere iyice yayılmak, kaplamak Oda sigara dumanı dolmuştu. S. F. Abasıyanık 4) Bir yerde pek çok eşya veya kimse… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynamak — nsz 1) Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak Su, 100 °C de kaynar. 2) Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu. T. Buğra 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kükremek — nsz 1) Aslan, bağırmak 2) Deniz, nehir kabarmak, taşmak Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım / Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım. M. A. Ersoy 3) Coşkuyla saldırmak Ordu kükremiş aslan gibiydi. 4) Mayalanıp kabarmak 5) Gür bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük