üzüntü vermek — tedirginlik yaratmak, sıkıntı ve huzursuzluğa yol açmak Üzüntü versin diye ara sıra uydurduğu yalanların tesiri altında kalmıştım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
rahat — is., Ar. rāḥat 1) İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi. M. Ş. Esendal 2) sf. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Hilmi Özkök — Chief of the General Staff of Turkey In office 28 August 2002 – 30 August 2006 President Ahmet Necdet Sezer Preceded by Hüseyin Kıvrıkoğlu Succeeded by … Wikipedia
büve — is., hay. b. Genellikle sığırlara saldıran, onların kanını emen, vızıltılarıyla tedirginlik yaratan sokucu sinek (Hypoderma bovis) … Çağatay Osmanlı Sözlük
can sıkıntısı — is. Yapılacak bir iş olmaması ve hiçbir şeyle oyalanma imkânı bulunmaması sebebiyle duyulan tedirginlik, bunalım Genç kadın, can sıkıntısıyla yüzünü ekşitti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
cinsel taciz — is. 1) Ahlaksızca, ulu orta veya gizlice söz ve davranışlarla karşı cinse eziyet etme, tedirginlik ve sıkıntı verme 2) Çalışma hayatında ekonomik güç, üst makam veya başka etkili bir göreve sahip olanların, genellikle karşı cinsi ahlak dışı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğretilik — is., ği Eğreti olma durumu Holün orta yerinde, kötü bir eğretilik, tedirginlik duygusuna kapıldı. B. Günel … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezginlik — is., ği 1) Ezgin olma durumu 2) Açlık duygusunu andıran bir tedirginlik İçine ezginlik veren heyecanla, balkon kapısının yanındaki koltuğa oturdu. C. Uçuk 3) Üzüntü, sıkıntı Alacaklı değil, borçlu ezginliği vardı içimde. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezinti — is. 1) Açlık etkisiyle midede duyulan tedirginlik 2) Korku veya heyecan sebebiyle duyulan eziklik, sıkıntı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültüsüzce — zf. Gürültü yapmayarak, tedirginlik çıkarmayarak Önüne bakışlara, geri geri çekilişlere, gürültüsüzce ayağa kalkışlara, büyüklerin önlerine geçmeyişlere İstanbul terbiyesi denirdi. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük