tevhit ehli — is. Allah ın birliğine inananlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevhit etmek — 1) Allah ın bir olduğunu söylemek 2) birleştirmek, bir araya getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevhit etmek — bk. tevhîd etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
birleme — is. 1) Bir etme, tek duruma getirme 2) Tanrı nın birliğini dile getirme, tevhit … Çağatay Osmanlı Sözlük
ehil — is., hli, Ar. ehl 1) Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap O, bu işin ehlidir. 2) Sahip Sanat ehli. Zevk ehli. 3) hlk. Karı kocadan her biri, eş Bu adam ehliyle iyi geçinmiyor. 4) esk. Topluluk, cemaat Birleşik Sözler ehlibeyit ehlidil … Çağatay Osmanlı Sözlük
müstevli — sf., esk., Ar. mustevlī 1) Bir yeri istila eden, yönetimi altına alan (kimse, devlet, ordu vb.) Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Atatürk 2) Salgın … Çağatay Osmanlı Sözlük
tek tanrıcılık — is., ğı, top. b. 1) İnsanın, doğada ve toplumda, ilk veya değişmez sebebi araştırmasına yol açan tarihsel şartların etkisiyle her şeye gücü yeten bir tek tanrı düşüncesine varması, monoteizm 2) din b. Evreni, doğayı ve toplumu yaratıp yöneten,… … Çağatay Osmanlı Sözlük