bakarak

bakarak
zf.
Göre

Sen onlara bakarak daha anlayışlısın.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • kıçına bakarak (veya baka baka) — başvurduğu yerden olumlu sonuç alamayarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • List of Soviet aircraft losses in Afghanistan — The following is a partial and unofficial list of helicopter and airplane crashes that occurred during the Afghan Soviet War of 1979 89. In total, at least 333 helicopters and 118 jets crashed during the war. [… …   Wikipedia

  • aldanmak — e 1) Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak Hâline, tavrına bakan sana aldanır. Ö. Seyfettin 2) Bir hileye, bir yalana kanmak 3) nsz Hayal kırıklığına uğramak Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın! M. Ş. Esendal 4) nsz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakıcı — is. 1) Bakma işiyle görevlendirilen kimse Ustanın anası yatalak oldu, yanına başka bir bakıcı kocakarı tuttum. A. Gündüz 2) Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse 3) Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakırlaşmak — nsz Bakır rengini almak, rengi bakırın rengine benzemek ... bakırlaşmış derime hasetle bakarak zehir gibi bir kahkaha şaklattı. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • benzeti ressamı — is. Büyük sanatçıların yaptıklarını, orijinaline bakarak yapan ve benzeti olduğunu belirten ressam …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğrultmak — i 1) Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı. T. Buğra 2) Düzeltmek Yanlışları doğrultmak. 3) Yöneltmek 4) hlk. Yön bulmak Karşıki tepeye bakarak yolu doğrultup geldim. 5) hlk.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • edimselcilik — is., ği, fel. Geçmiş jeolojik olayların bugünkülere bakarak açıklanabileceğini ileri süren öğreti, aktüalizm …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emzikli — sf. 1) Emziği olan 2) Çocuğunu emziren (kadın) Vapuru dolduran emzikli annelerin yüzlerine dikkatle bakarak saadetlerine imrendi. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fal — is., Ar. fāl Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım. P. Safa Birleşik Sözler falname fal taşı bakla… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”