ustalıkla

ustalıkla
zf.
1) Ustaca

Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü.

- S. F. Abasıyanık
2) Kurnazca

Onlar huylarını ya bilmez ya açığa vurmaz ya ustalıkla gizler ya sarahatle duyurmaz ve bizi aldatabilirler.

- A. Ş. Hisar

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • abramak — i, hlk. 1) Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek 2) Başarmak, bir işi becermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aparmak — i, hlk. 1) Almak, alıp götürmek Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni. Evliya Çelebi 2) argo Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak Sözü geçen para ehemmiyetsiz bir şeydi ve müdür muavini, onu çok ustalıkla aparmıştı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çift kâğıtlı — is., argo İki sigara kâğıdına sarılmış esrar Nuri nin ustalıkla sardığı çift kâğıtlıdan içiyor, hayaller dünyasında gezinmeye başlıyordu. M. Uyguner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diyalog — is., ğu, Fr. dialogue 1) Karşılıklı konuşma 2) Oyun, roman, hikâye vb. eserlerde iki veya daha çok kimsenin konuşması Kişileri canlı, diyalogları kişilerin karakter özelliklerini yansıtacak gibi ustalıkla seçilmişti. N. Cumalı 3) Konuşmaya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz bağı — is. 1) El çabukluğu ve ustalıkla gerçekte olmayan bir şeyi oluyor gibi gösterme işi, illüzyon 2) mec. Aklı ve duyguları yanıltan sebep Onun sözleri bana bir göz bağı olmuştu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • keskin nişancı — is. Silahla hedeflediği noktayı ustalıkla vuran kişi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sanatkâr — is., Ar. ṣanˁat + Far. kār 1) Sanatçı Eseri takdir edilmeyen bir sanatkâr elemi duydum. Ö. Seyfettin 2) El ile yaptığı işi kendisine meslek edinen işçi veya usta 3) sf. Bir işi ustalıkla yapan, usta, mahir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • suzeni — is., Far. sūzen + Ar. ī Bir tür kasnak işi Tülbent üzerine suzeni işinde büyük bir ustalıkla muvaffakiyetler gösterdiğinden bahsedenler vardı. H. Z. Uşaklıgil …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • trük — is., ğü, Fr. truc Sinema veya tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteri Eleştirmenlerce sırf orijinalite trüğü olarak değerlendiriliyordu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ustaca — sf. 1) Ustaya yakışan Her zamanki gibi ustaca makyaj sayesinde yüzümü iyice benzetmişti. R. Erduran 2) zf. El uzluğu ile, ustalıkla Eve girişinden beri eksilmeyen gülüşü genişliyor; ellerini hızlı hızlı ovuşturuyor; ustaca çocuklaşıyor. T. Buğra… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”