- uyuşuk
- sf., -ğu
1) Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş
Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile.
- P. Safa2) mec. Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile.
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uyuşuk — tembel … Beypazari ağzindan sözcükler
veysal veysal — uyuşuk … Beypazari ağzindan sözcükler
KESLAN — Uyuşuk, tembel, gevşek. Yorgun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MİSKİN — Uyuşuk, tenbel, hareketsiz. Zavallı. * Cüzzam hastası. * Fık: Kendi kendini idâre edemiyen, iktisabtan âciz, mal ve mülkü hiç olmayan kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
afyonlu — sf. 1) İçinde afyon bulunan 2) Afyon yutmuş 3) mec. Dalgın, uyuşmuş, uyuşuk (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
donuk — sf., ğu 1) Parlaklığı olmayan, mat Donuk yıldızlar gökte titreşir. N. Cumalı 2) Canlılığı olmayan, fersiz (göz) Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş. H. Taner 3) mec. Canlılığı az olan, durgun … Çağatay Osmanlı Sözlük
hımbıl — sf. Uyuşuk, tembel Zekâ olmadı mı akıl biraz hımbıl kalıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
külkedisi — sf. 1) Çok üşüyen, ateşin yanından ayrılmayan (kimse) 2) Uyuşuk, miskin (kimse) 3) Pasaklı, görgüsüz (kadın) O kibar adam bu külkedisine tenezzül eder mi hiç. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
miskin — sf., Ar. miskīn 1) Çok uyuşuk olan (kimse) Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse) 3) Cüzzam hastalığına tutulmuş olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
miskinleşmek — nsz Uyuşuk, tembel duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük