- uyuşukluk
- is., -ğu
Uyuşuk olma durumu
Öyle bir uyuşukluk içindeydim ki kalkıp gidemiyordum.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Öyle bir uyuşukluk içindeydim ki kalkıp gidemiyordum.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kiyim kiyim — uyuşukluk, ne çalışmak ne işi büsbütün bırakmak, gaflet, elevaylık III,169 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
FETRET — Uyuşukluk, zayıflık. * Vahy ve semavî hükümlerin sükûn zamanı olduğu için, iki peygamber i zişan devirleri arasındaki zaman. * Vukuu âdet halinde olan şeyin kesilme zamanı veya kesilmesi. * İki vakıa arasındaki geçen zaman. Terakki ve teâli… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağırlık — is., ğı 1) Ağır olma durumu Yükün ağırlığı. Taşın ağırlığı. 2) Değerli olma durumu Hediyenin ağırlığı. 3) Ağırbaşlılık Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi. 4) Tehlikeli olma durumu 5) Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum Havanın ağırlığı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
asap — is., bı, Ar. aˁṣāb Sinir Bu büyük ıstırap asabına uyuşukluk getirdi. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaflet uykusu — is. 1) Dalgınlıktan ileri gelen uyuşukluk Emir Süleyman ancak o zaman gaflet uykusundan uyanabilmişti. F. F. Tülbentçi 2) İdraksizlik, bilgisizlik, aymazlık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
gevşeklik — is., ği 1) Gevşek olma durumu 2) mec. İlgisiz, kayıtsız davranış O yıllarda, hiç dayaksız çocuk okutmak, hocanın gevşekliğini gösterirdi. M. Ş. Esendal 3) mec. Uyuşukluk, kesiklik, rehavet Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyuşturucu madde — is., kim. Morfin, kokain, eroin, afyon, esrar gibi duyulara uyuşukluk veren madde Bütün uyuşturucu maddeler gibi vazgeçemeyeceği kadar bağlanarak yalana alışır. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaflet uykusuna dalmak (veya yatmak) — dalgınlıktan ileri gelen uyuşukluk içinde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HADER-İ UMUMÎ — Bütün vücudu kaplayan uyuşukluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KESALET — Tembellik. Üşenmek. Uyuşukluk. Rehâvet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük