vaziyet almak — 1) belli bir durum veya davranış biçimini benimsemek, tavır almak, tavır takınmak İşgalden sonra Rumların bize karşı nasıl bir vaziyet aldıklarını da pekâlâ biliyorduk. Y. K. Karaosmanoğlu 2) karşı çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaziyet — (A.) [ ﺖﻴﻌﺽو ] durum, konum … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
vaziyet — durum; hal … Hukuk Sözlüğü
vaziyet etmek — el koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
esas vaziyet — is., ask. Esas duruş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller esas vaziyete geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Commemoration of Atatürk, Youth and Sports Day — 19 May the Commemoration of Atatürk, Youth and Sports Day[1] (Turkish: 19 Mayıs Atatürk ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı) or simply Youth Day (Gençlik Bayramı), is an annual Turkish national holiday celebrated on May 19 to commemorate Mustafa… … Wikipedia
durum — is. 1) Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. R. N. Güntekin 2) Duruş biçimi, konum 3) Bireyin toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esas — is., Ar. esās 1) Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel 2) Bir iş veya sözde doğru biçim Bu işin esası böyle değil. 3) sf. Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi Esas düşünce. Esas görev. Birleşik Sözler esas duruş esas vaziyet Atasözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
esas duruş — is., ask. Dimdik, kımıldamaksızın durma, esas vaziyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
facialı — sf. Faciası olan, facia gibi karşılanan Şimdi karşısında bulunduğu vaziyet o kadar facialıydı ki böyle hafif teessürlerle geçiştirilmesine imkân bulamıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük