vekillik etmek — birinin yerine bakmak, görevini üstlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
VEKÂLET — Vekillik. Birisinin nâmına iş görme. Kendi nâmına hareket etme salâhiyetini başkasına verme. Nezâret, bakanlık. * Vekilin vazife gördüğü bina … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
asalet — is., Ar. aṣālet 1) Soyluluk 2) Bir görevi yüklenmiş olma, o görevin sahibi olma, vekillik karşıtı 3) ed. Yazıda veya sözde bayağı söz ve deyim bulunmaması durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakanlık — is., ğı 1) Bakan olma durumu, vekillik, nezaret, vekâlet 2) Bakanın yönetimi altındaki kuruluşların bütünü, nezaret, vekâlet 3) Bu kuruluşların bulunduğu yer Birleşik Sözler başbakanlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
manda — 1. is., hay. b. Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus) Birleşik Sözler haymana mandası Hint mandası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller manda gibi manda gibi yayılmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vekâlet — is., Ar. vekālet 1) Vekillik İtimat edilir, kanundan, hukuktan anlar birisine umumi vekâlet vereceğim. A. Gündüz 2) esk. Bakanlık Her vekâlet ya iki odadır ya üç; her odada ya beş gaz sandığından masa vardır ya on... A. Gündüz Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görevden (veya görevinden) ayrılmak — yapmakta olduğu işi bırakmak Cumhurbaşkanının geçici olarak görevinden ayrılması hâllerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekillik eder. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
niyâbet — (A.) [ ﺖﺑﺎﻴﻥ ] naiplik, vekillik … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
vekâlet — (A.) [ ﺖﻝﺎﮐو ] 1. vekillik. 2. bakanlık. 3. avukatlık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
vekâletnâme — (A. F.) [ ﻪﻡﺎﻥ ﺖﻝﺎﮐو ] vekillik belgesi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü