- yadırgamak
- -i
Kendine yabancı gelen bir kimseye, duruma veya şeye alışamamak, ısınamamak
İçine paldır küldür yuvarlandığı bu curcunayı yadırgadı.
- A. İlhan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İçine paldır küldür yuvarlandığı bu curcunayı yadırgadı.
- A. İlhanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yadırgamak — rahatsız olmak … Beypazari ağzindan sözcükler
acayibine gitmek — yadırgamak, tuhafına gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
garip bulmak — yadırgamak, tuhaf ve anlaşılmaz olarak nitelemek Sizin gibi modern bir sosyete adamının böyle düşünmesini garip buluyorum. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
garibine gitmek — yadırgamak, şaşırmak Frankfurt caddelerinde en çok garibime giden insan, dilencisi olmuştur. A. Haşim … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatlamak — yadırğamak, yabancı ad etmek, istikrah etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
garipsemek — i 1) Kendini gurbette veya kimsesiz gibi düşünerek içlenmek İstanbul u özlediğimi anlıyor ama yabancılığımı da garipsiyordum. C. Uçuk 2) Bir şeyi garip, tuhaf ve uygunsuz bulmak, alışamamak, yadırgamak Hasılı vapuru kaçıran bir adam, iskeleden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yabancılamak — i Yabancı gibi görmek, kendinden saymamak, yadırgamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yabancılaşmak — nsz 1) Tanımaz, bilmez duruma gelmek, yabancı olmak, bigâne düşmek 2) Alışamamak, yadırgamak, yabancılık çekmek Ses Sevim in sesi fakat kalınlaşmış, tıkanmış, yabancılaşmış bir ses. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yadırgama — is. Yadırgamak işi Üç gündür bu haberin uyandırdığı bir yadırgama duygusundan kurtulamıyorum. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok görmek — (bir şeyi birine) yadırgamak Mehmetçiğimiz ayrıca anıtlara layıktır. Onun köylere kadar anıtlaştırılmasını çok görmem. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük