- yakılmak
- nsz
Yakma işi yapılmak
Ateş yakılmak, kına yakılmak.
Birleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ateş yakılmak, kına yakılmak.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yakılmak — dokunulmak, yaklaşılmak III, 81 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kına (veya kınalar) yakmak (veya koymak veya sürmek veya vurmak veya yakınmak veya yakılmak) — 1) kınayı su ile karıştırıp bulamaç kıvamına getirerek boyanacak yere sürmek Bazıları bütün ele, avuçlara değil, yalnız bir tek parmağın baş kısmına kına koyarlardı ki buna yüksük kına tabir olunurdu. R. H. Karay 2) mec. birinin uğradığı kötü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanıp yakılmak — sızlanmak, şikâyet etmek Ali Safa Bey bir şeye çok yanıp yakılıyordu, işini daha gizli görebilirdi. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
örtelmek — yakılmak. I, 245 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ihrâk — (A.) [ قاﺮﺣا ] yakma. ♦ ihrak edilmek yakılmak. ♦ ihrak olunmak yakılmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kara fırın — is. İçinde odun yakılmak suretiyle ekmek pişirilen, yüksek ateşe dayanıklı tuğlalardan yapılmış ve pişirme süresi modern fırınlardan daha uzun olan fırın, taş fırın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kınalanmak — nsz 1) Kına konulmak, kına yakılmak 2) Kına ile boyanmak Kınalanmış gibi dağlar, dereler / Ne güzel güz, ne güzel eylül olur. A. N. Asya … Çağatay Osmanlı Sözlük
odun — is. 1) Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu. T. Buğra 2) sf., mec. Anlayışsız ve kaba (kimse) Birleşik Sözler odun bilimi odun kömürü odun özü odun sobası dış odun … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakılma — is. Yakılmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanmak — nsz, ar 1) Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir... Anayasa 2) Ateş durumuna geçmek, tutuşmak Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı. 3) Isı, ışık veren… … Çağatay Osmanlı Sözlük