- yaşlanmak
- nsz
Yaşı ilerlemek, ihtiyarlamak
Allahın takdiri bilinmez ama ben seni hayli yaşlanmış görüyorum.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Allahın takdiri bilinmez ama ben seni hayli yaşlanmış görüyorum.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yaslanmak — 1. nsz 1) Dayanmak Kendi dükkânının kirli kepengine yaslandı. Ö. Seyfettin 2) mec. Güvenmek 2. nsz Yasa bürünmek, yas içinde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçı başı ağarmak — yaşlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaş ilerlemek — yaşlanmak, ihtiyarlamak Yaş ilerliyor. Artık geçti bizden / Kişi ev bark edinmeli vakitten. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyar olmak — yaşlanmak Geçti sevdalarla ömrüm, ihtiyar oldum bugün ... A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişleri dökülmek — yaşlanmak, ihtiyarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulğatmak — yaşlanmak, ehtiarlanmâk … Çağatay Osmanlı Sözlük
abanmak — e 1) Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? B. Felek 2) Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak Baba, ya Allah nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. R. H. Karay 3) Güç vererek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyümek — nsz 1) Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken. F. H. Dağlarca 2) Yetişmek İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eskimek — nsz 1) Eski duruma gelmek Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler. R. N. Güntekin 2) Yıpranmak Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı. T. Buğra 3) Yaşlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük