- yerine
- zf.
1) Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
Bana haftalık yerine gündelik ver.
- R. N. Güntekin2) Başkasının adınaNitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı.
- H. Taner3) is. Alegori
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bana haftalık yerine gündelik ver.
- R. N. GüntekinNitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yerine gelmek — 1) yapılmak, olmak İsteğiniz yerine geldi. 2) eski duruma dönmek Sağlığım yerine geldi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine getirmek — 1) istenileni, gerekeni yapmak ... hemen bir muallimliğe tayin edilmesini istiyor, bu isteğimi yerine getirmezseniz işte ben de böyle muhalefet yaparım diyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) eski duruma döndürmek 3) ifa etmek Yürütme yetkisi ve görevi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine koymak — 1) gibi görmek, saymak Hem de yetişkin, yosma bir kadın beni erkek yerine koymuştu. N. Cumalı 2) yitirilen, elden çıkan bir şeyin, benzerini veya eşini sağlamak Kaybolan kitaplarımı yerine koyamadım … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine geçmek — 1) görevden ayrılan birinin yerini almak 2) bulunmayan bir nesnenin veya kavramın yerine kullanılabilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine oturmak — 1) iyi yerleşmek 2) bir durum, bir düşünce vb. benimsenmek, yaygın duruma gelmek, yerleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerli yerine — zf. Kendine ait olan yere Eşyalarını yerli yerine yerleştirdi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
aptal yerine koymak (veya koyulmak) — anlamaz, bilmez sanmak (sanılmak) Bu kadını zaman zaman aptal yerine koymam büyük aptallık galiba. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahmak yerine koymak — (birini) bir kimseye aptalmış, anlamazmış gibi davranmak Beni bir ahmak yerine koyarak bu yığını babamın rahat rahat uyuduğu bir yatak diye göstermesi... Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
adam yerine koymak — adamdan saymak, varlığını kabul etmek Anasını durmadan nefes aldırmadan azarlıyor, babasını adam yerine koymuyor, ağzını açarken susturuyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzının içi yangın yerine dönmek — ağzının tadı bozulmak, tat alma duyusunu yitirmek Ağzımın içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük