- yerine gelmek
- 1) yapılmak, olmak
İsteğiniz yerine geldi.
2) eski duruma dönmekSağlığım yerine geldi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İsteğiniz yerine geldi.
Sağlığım yerine geldi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kafası yerine gelmek — kendini toparlamak, kendine gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı yerine gelmek — 1) yorgunluğu geçmek 2) sağlığını, gücünü kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı yerine gelmek — zihin yorgunluğu geçmiş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine oturmak — 1) iyi yerleşmek 2) bir durum, bir düşünce vb. benimsenmek, yaygın duruma gelmek, yerleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı gelmek — yeniden canlanmak, canı yerine gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzüne kan gelmek — sağlığı yerine gelmek, benzinin solgunluğu geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lazım gelmek (veya olmak) — gerekmek Onu düzeltmek, yerine yerleştirmek için orada beş, on dakika durmak lazım gelmişti. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük