- yetinme
- is.
Yetinmek işi, kanaat, iktifa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İSTİKFA — Yetinme, kâfi bulma, yeter sayma. Mevcud olan ile iktifâ etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
doyum — is. 1) Eldekinden hoşnut olma durumu, doyma işi, yetinme, kanma, kanaat 2) Bazı istekleri giderme, tatmin Birleşik Sözler doyumevi doyum noktası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller doyum olmamak doyuma ulaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
idare — is., Ar. idāre 1) Yönetme, yönetim, çekip çevirme 2) Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü 3) Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım ın Yurt Bilgisi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktifa — is., esk., Ar. iktifā Yetinme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iktifa etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanaat — is., ti, Ar. ḳanāˁat 1) Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum 2) Kanma, inanma Sınıfını geçeceğine kanaatim yok. 3) Kanış, kanı, inanç, düşünce Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. E. İ. Benice… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanaatkârlık — is., ğı Azla yetinme durumu, kanıklık, yetingenlik … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne sakala minnet ne bıyığa — en yakın akrabalarının bile yardımını istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinme anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktifâ — (A.) [ ﺎﻔﺘﮐا ] yetinme. ♦ iktifâ edilmek yetinilmek. ♦ iktifâ etmek yetinmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
istikfâf — (A.) [ فﺎﻔﮑﺘﺱا ] yetinme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kanâat — (A.) [ ﺖﻋﺎﻨﻗ ] yetinme. ♦ kanaat etmek yetinmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü