yıgılmak — toplanmak; çeklnmek, kaçınniak III, 79, 80 erişmek, olgunlaşmak III, 81bkz:yewülmek, yuwulmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yere yığılmak — yere düşmek Bu kadar insanın, bu kadar alçağın gözü önünde yere yığılmak istemiyordu. O. Pamuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
ögülmek — yıgılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
öklünmek — yığılmak. I, 258 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ökülmek — yığılmak, toplanmak, I, 198, 437; II, 285 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
birikmek — nsz 1) Toplanıp yığılmak Meydanlarda çamurlar, sular birikirdi. S. F. Abasıyanık 2) Birbirine eklenip çoğalmak Sana verilecek havadislerim birikti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kümelenmek — nsz Bir yere toplanmak, yığılmak Binbir kuş parlak yapraklı ağaçlara kümelendi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kürelenmek — nsz Kürekle atılmak, kürekle yığılmak Gönül hak arzular canım hay hayda / Toprağım üstüme kürelendi gel. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
millenmek — nsz Akarsuyun getirdiği kumlu, çamurlu toprak bir yere yığılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük