- yığmak
- -i, -e, -ar
1) Bir tepe oluşturacak biçimde üst üste koymak2) -i Biriktirmek
Herkes kışlık kömürünü yığdı.
3) Toplamak, bir araya getirmekBu yaşlıları kapının arkasına yığdılar.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Herkes kışlık kömürünü yığdı.
Bu yaşlıları kapının arkasına yığdılar.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yıgmak — yığmak, toplamak; bir şeye engel olmak, alıkoymak. I, 15, 399, 504; III, 61 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
depo etmek — yığmak, biriktirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaşlamak — yığmak, birikdirmek, üst üstüne koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğmak — (yığmak) toplamak, cem etmek; harmen … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalamak — yığmak, sandığa koymak, II I, 249bkz: kamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ökmek — yığmak, biriktirmek I, 168 toplanmış olan her nesne I, 105bkz: ökme kadınların kulaklarına taktıkları altın veya gümüşten yapılmış halka I, 105 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
öksemek — yıgmak istemek I, 278 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
biriktirmek — i 1) Toplayıp yığmak 2) Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek Zehra aldığı bütün paraları biriktiren, iyi kalpli, sessiz bir kızdı. S. F. Abasıyanık 3) Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
istiflemek — i 1) Düzgün bir biçimde üst üste yığmak 2) Stok etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük