yoksulluk çekmek — sürekli yoksulluk içinde bulunmak O hep faydasız üzüntüler duyar, sıradan arzularla, varlıklar içinde, yoksulluklar çekerdi. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoksulluk belgesi — is. Devletin sağladığı nakdî ve ayni yardımlardan yararlanmak üzere mahalle muhtarları tarafından düzenlenen ve muhtaç olanlara verilen belge … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoksulluk sınırı — is. Bir ülkede insanların yoksul tanımı içerisine girmesine yol açan gelir düzeyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
aç açık kalmak — yoksulluk içinde, evsiz barksız kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlık çekmek — yoksulluk içinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir — yoksulluk ve sıkıntı içinde olup da bey adı taşımaktansa borçsuz ve sıkıntısız bir çoban olmak daha iyidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp — yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne od var ne ocak — yoksulluk ve perişanlık içinde anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlıktan nefesi kokmak — yoksulluk içinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aç gezmektense tok ölmek yeğdir — yoksulluk ölümden de beterdir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük