- barındırmak
- -i
Barınmasını sağlamak
Vaktiyle bir mahalle halkını barındıran hanların, bir çarşı teşkil eden dükkânların sahibi şimdi yersiz, yurtsuz kalmıştır.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Vaktiyle bir mahalle halkını barındıran hanların, bir çarşı teşkil eden dükkânların sahibi şimdi yersiz, yurtsuz kalmıştır.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ibate etmek — barındırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
barındırma — is. Barındırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçamak — 1. is., ğı, hlk. Mısır unundan yapılan yağlı bir yemek 2. is., ğı 1) Hoş görülmeyen bir şeyi ara sıra yapma İnan bana, erkeğin elinde armağanla gelmesi, kaçamağını bağışlatmak içindir. A. Kulin 2) Bir şeyi belli etmeden, gizlice yapmaya çalışma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yuva — is. 1) Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak O zamanlar ... mezarlıkların serviliklerine gizlenen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yataklık yapmak (veya etmek) — suçluları gizlice barındırmak, suçlulara yardım etmek Bir kanlı katile yataklık yapmış gibi pişmanlık duyuyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük