- yükselti
- is.
1) Tümsek2) coğ. Bir noktanın deniz yüzeyinden olan yüksekliği, yükseklik, rakım, irtifa
Ankara'nın yükseltisi 850 metredir.
Birleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ankara'nın yükseltisi 850 metredir.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
eş yükselti — is., coğ. Yükseklikleri birbirine eşit olan yerler, izohips Birleşik Sözler eş yükselti eğrisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
eş yükselti eğrisi — is., coğ. Eş yükselti noktaları arasında çizilen çizgilerin oluşturduğu eğri, izohips eğrisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğri — sf. 1) Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı Eğri bir yol. 2) Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves Eğri kılıç. 3) Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail Eğri bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
eş — is. 1) Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. Ö. Seyfettin 2) Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika Kadın diye eşini bellemiş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
irtifa — is., Ar. irtifāˁ 1) Yükseklik 2) coğ. Yükselti Birleşik Sözler vasati irtifa … Çağatay Osmanlı Sözlük
izohips — is., coğ., Fr. isohypse Eş yükselti Birleşik Sözler izohips eğrisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
izohips eğrisi — is., coğ. Eş yükselti eğrisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mantar — is., bit. b., Rum. 1) Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel bitkilerin genel adı (Fungi) Çayır mantarı. 2) Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rakım — is., coğ., Ar. rāḳim Yükselti … Çağatay Osmanlı Sözlük
yükseklik — is., ği 1) Yüksek olma durumu 2) coğ. Yükselti 3) mat. Geometrik biçimlerde, tabandan tepeye olan uzaklık 4) gök b. Bir yıldızdan gelen ışın ile ufuk düzlemi arasındaki açı Birleşik Sözler yükseklik korkusu yükseklikölçer dalga yüksekliği deniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük