yükümlü

yükümlü
sf.
Bir şeyi yapma zorunluluğu olan, memur, mükellef

Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere vergi ödemekle yükümlüdür.

- Anayasa
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • mükellef — yükümlü; ödevli; görevli …   Hukuk Sözlüğü

  • mükellef — sf., Ar. mukellef 1) Yükümlü 2) Eksiksiz, özenli bir biçimde yapılmış Aralanan kapıdan girdim, mükellef fakat loş antrede Mapa kraliçesi ayakta duruyor. R. H. Karay 3) is., ekon. Vergi vermekle yükümlü olan kimse veya kuruluş Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • asesbaşı — is., tar. Yeniçeri Ocağındaki askerî görevinin yanı sıra, başkentin düzenini korumakla da yükümlü olan yirmi sekizinci ortanın çorbacıbaşısı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bildirim ödencesi — is., tic. Süresi belli olmayan sürekli iş sözleşmelerinin daha önce bildirim yapılmaksızın yürürlükten kaldırılması sebebiyle yükümlü olanlarca karşı tarafa verilmesi zorunlu olan ödence, ihbar tazminatı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cebeli — is., tar. 1) Osmanlı İmparatorluğu döneminde, savaş sırasında tımar, zeamet sahiplerinin dirlikleri oranına göre yanlarında götürmekle yükümlü bulundukları atlı asker 2) Aynı dönemde illerdeki atlı inzibat kuvveti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cin — 1. is., İng. gin Buğday, arpa, yulaf vb.nden elde edilen ve ardıçla kokulandırılan bir tür alkollü içki, ardıç rakısı Birleşik Sözler cin darısı cin mısırı 2. is., din b., Ar. cinn 1) Dinî inanışa göre duyularla kavranamayan, insanlar gibi irade… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haber merkezi — is. Bir yayın organının haberleri derleyip toparlamak ve değerlendirmekle sorumlu ve yükümlü haber birimi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haraç — is., cı, Ar. ḫarāc 1) Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para 2) tar. Osmanlı Devleti nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi 3) tar. Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • icra — is., müz., Ar. icrāˀ 1) Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme 2) huk. Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme Kirayı icra ile alabildim. İcra memuru. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapı ağası — is., tar. 1) Av dışında padişahın yanında bulunan iç ağaların en büyüğü olan görevli 2) Sadrazam kapısının iç düzenini sağlamakla yükümlü görevli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”