yüze gülücü

yüze gülücü
sf.
İkiyüzlü, riyakâr

... hakikati bilmek kimini deli ediyor, yardakçı, yüzsüz, yüze gülücü veya ikiyüzlü ediyor.

- T. Buğra

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • yüze gülücülük — is., ğü Yüze gülücü olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alkışçı — is. 1) Alkışlayan kimse 2) mec. Şakşakçı, dalkavuk, yüze gülücü, yağcı kimse Bu işe başlarken dört yanını çevirmiş olan alkışçılar, sanki ortadan çekilmişti. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gülmek — nsz, er 1) İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. H. E. Adıvar 2) Mutlu, sevinçli zaman geçirmek,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • piyazcı — is. 1) Piyaz yapıp satan kimse 2) argo Yüze gülücü, içten olmayan davranışlarda bulunan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dört ayak üstüne düşmek — 1) tehlikeli bir durumdan zarar görmeden kurtulmak 2) işi rast gitmek Yüze gülücü, her dönemde dört ayak üstüne düşen Efruz un hayat hikâyesini sergileyen piyesim, yurtta bini aşkın defa oynadıktan sonra, televizyon oyunu hâline getirilince… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaltak — mudaheneci, iki yüzlü, yüze gülücü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”