- akın etmek
- 1) düşman ülkesine saldırmak, baskın yapmak2) toplu olarak gitmek, üşüşmek
Top seslerini duyan halk sahile akın etmeye başlamışlardı.
- F. F. Tülbentçi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Top seslerini duyan halk sahile akın etmeye başlamışlardı.
- F. F. TülbentçiÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
akın — 1. is., ed. Kazak Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad 2. is. 1) Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması Ada yı bir rençper akını doldurmuştu. S. F. Abasıyanık 2) Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilğamak — akın etmek, düşmen memleketine sarmak, bağteten hücum etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürümek — nsz 1) Adım atarak ilerlemek, gitmek Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu. H. Taner 2) e Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek Buz dağları güneye yürümüş. 3) Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haydamak — sürüp akın etmek, hay huy etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çapmak — i, ar, esk. 1) Koşturmak Atını çaparak gitti. 2) nsz Akın etmek, koşmak Yağı basar, uğru çapar, tek başıma barınamam, ölürüm. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hücum — is., Ar. hucūm 1) Saldırma, saldırı, saldırış Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı. Y. K. Beyatlı 2) Üşüşme, bir yere toplanma 3) ünl. İleri anlamında kullanılan bir seslenme sözü 4) mec. Sert eleştiri … Çağatay Osmanlı Sözlük