- çekidüzen vermek
- 1) (birine veya bir şeye) düzgün duruma getirmek, düzeltmek
Bir iki yutkunup sesine çekidüzen verdikten sonra şu ninniyi tutturdu.
- O. C. Kaygılı2) (birine veya bir şeye) belirlenen ölçülere uydurmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir iki yutkunup sesine çekidüzen verdikten sonra şu ninniyi tutturdu.
- O. C. KaygılıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kılığına çekidüzen vermek — giyinişine özen göstermek Hepsinden önce kılığına bir çekidüzen vermeli idi... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekidüzen — is. Toplumca kabul gören ölçü Onun her yazdığı iyi olmayabilir, kendini bırakıp çekidüzen gözetmeden karmakarışık yazdığı da oluyor. N. Ataç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çekidüzen vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalafatlamak — i, den. 1) Geminin kaplamasını kalafatla onarmak 2) mec. Onarmak, çekidüzen vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılık — is., ğı 1) Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, giyim, üst baş, kıyafet, kisve Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. M. Ş. Esendal 2) hlk. Bir kimsenin resmi, fotoğraf Birleşik Sözler kılık kıyafet Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
toparlamak — i 1) Bir araya getirmek, toplu bir duruma sokmak Sonra müsveddeleri toparlayıp yatmaya gitti. H. Taner 2) Neler üzerinde durulacağını hatırlayıp bir araya getirmeye çalışmak Düşünüyorum efendim, dedim. Yazacaklarımı toparlıyorum. H. Taner 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
toplanmak — nsz 1) Toplama işine konu olmak Ağaçtaki meyveler toplandı. 2) Toplantı yapmak 3) Kendine çekidüzen vermek 4) Şişmanlamak Kısacık boylu, kara kuru Nadir Hanım ın yerinde şimdi şişman denilecek kadar etlenmiş, toplanmış, yağlanmış bir hanım var. M … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını toplamak — kadın, saçını toplayıp başına bir çekidüzen vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemlemek — i 1) Hayvana yem vermek, beslemek 2) Yem takmak Paraketalarımızı yemledik, çekidüzen verdik... Halikarnas Balıkçısı 3) mec. Bir kimseyi elde edecek, kandıracak biçimde davranmak Harcadığım zamana ve çabaya karşılık elime tek kuruş geçmediği gibi… … Çağatay Osmanlı Sözlük