çıplak gözle

çıplak gözle
görmeye yardımcı olacak hiçbir araç kullanmaksızın

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • çıplak — sf., ğı 1) Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı. E. E. Talu 2) Saçsız (baş) 3) Üzerinde yeşillik olmayan (arazi)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büyütme — is. 1) Büyütmek işi 2) Birisi tarafından yetiştirilmiş kimse O, filancanın büyütmesidir. 3) gök b. Uzakta duran cisimlere dürbün vb. bir araçla bakıldığında cismi gören açının çıplak gözle bakıldığı zamanki açıya oranı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözlem — is. 1) Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede Onun romanları düş gücüne değil, gözlem gücüne dayanır. S. Birsel 2) İnceleme sonucu elde edilen değer,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ışıklılık — is., ğı, fiz. Bir optik cihazda, cisme çıplak gözle veya cihazla bakıldığında ağ tabakadaki birim yüzeyi etkileyen ışık miktarları arasındaki oran …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mikroskop — is., bu, Fr. microscope Bir mercek düzeneği yardımıyla küçük nesneleri büyütüp daha belirgin duruma getirmeye veya çıplak gözle görülmeyenleri göstermeye yarayan alet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstyapı — is., mim. 1) Altyapı üzerine kurulan, oturmaya veya üretime yarayan yapıların tümü 2) top. b. Altyapı üzerinde oluşan kültür, din, sanat, felsefe, bilim, ülkü, siyasal kurumlar gibi toplumsal değerleri içeren genel kavram, altyapı karşıtı Ahlakla …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”