- dudak bükmek
- bir şeyi beğenmediğini, küçümsediğini belli etmek, umursamamak, pek aldırış etmemek
Selma Hanım dudaklarını büktü, cevap vermeye lüzum bile görmedi.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Selma Hanım dudaklarını büktü, cevap vermeye lüzum bile görmedi.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dudak — is., ğı 1) Ağzın, dişleri örten ve dışarıya doğru az veya çok kıvrılan üst ve alt kenarlarından her biri Birdenbire kavalı dudaklarına götürdü ve üfürmeye başladı. H. E. Adıvar 2) mec. Ağız Eve dudağınızda bir şarkı ile dönüyorsunuz. H. Taner… … Çağatay Osmanlı Sözlük
burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük