- ilaç gibi
- işe yarar, her derde deva
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ilaç gibi gelmek — 1) iyileşmeyi veya çözümü kolaylaştırmak 2) rahatlatmak, huzura kavuşturmak Böylesi zor bir iş için çalışmak bana ilaç gibi geliyordu. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilaç — is., cı, Ar. ˁilāc 1) Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva 2) mec. Çare, önlem Birleşik Sözler aç biilaç kortizonlu ilaç kocakarı ilacı sinir ilacı uyku ilacı uyuz ilacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sezen Aksu — Pour les articles homonymes, voir Aksu. █ … Wikipédia en Français
bayıltıcı — sf. 1) Bayıltan Bayıltıcı ilaç. 2) Bayıltacak gibi etkide bulunan Başı bir sıcak su dumanı gibi ılık, bayıltıcı bir rehavetle saran uykuya kendini vermek... P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
ot — is., bit. b. 1) Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. A. Gündüz 2) sf. Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
reçete — is., İt. ricetta 1) Üzerinde doktorun hastası için gerekli gördüğü ilaçlarla, bunların kullanılış biçimleri yazılı olan kâğıt 2) mec. Yol, yöntem, çare Reçete gibi kati ve veciz bir beyit ki dört kelime ile bu derdin devasını söylüyor. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
FAKİR — Biçâre, muhtaç, yoksul. İslâm dini, ev kirası, yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakacak gibi zorunlu ihtiyaçları karşılandıktan sonra yılda 96 gram altın alabilecek kadar geliri olmayanları fakir sayar. Fakirlerden vergi alınmaz, İslâm devleti… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fısfıslanmak — nsz, hlk. Koku, ilaç vb. sıvılar püskürtülmek Fısfıslanmış sinek gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitil — is., Ar. fetīl 1) Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde Lambanın fitili biraz daha açılmış. Y. Z. Ortaç 2) Derin yaraların… … Çağatay Osmanlı Sözlük