- imkân vermek
- uygun şart veya durum sağlamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
imkân — is., Ar. imkān Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır? H. C. Yalçın Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller imkân vermek imkânı yok … Çağatay Osmanlı Sözlük
koz vermek — imkân tanımak, elverişli durum sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek — imkan varken borcunu temizlemeye bakmalı … Beypazari ağzindan sözcükler
yer vermek — 1) önemli saymak, saygı göstermek Etrafını zehirleye zehirleye yaşadıktan sonra hâlâ insanlar ona kendi aralarında bir yer veriyorlardı. M. Yesari 2) bir olaya yol açmak, imkân tanımak 3) önemli bir görev vermek 4) kendi yerini bir başkasına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sonuç vermek — bir durumun sağlanmasına imkân sağlamak Çalışmaları sonuç vermedi … Çağatay Osmanlı Sözlük
şans tanımak — imkân vermek, fırsat vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaptırmak — i, e Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek Uzatmayalım, yeni yaptırdığım smokini giydim. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşatmak — i 1) Yaşamasını sağlamak veya yaşamasına imkân vermek Mükrimin Hoca, İslam tarihini sade öğretmez, yaşatırdı. H. Taner 2) mec. Daha iyi ve zengin bir hayat sürmesini sağlamak O karısını yaşatıyor. 3) nsz, mec. Keyiflendirmek, mutlu etmek ...… … Çağatay Osmanlı Sözlük
anafora kaptırmak — emeksiz, karşılıksız olarak başkasının yararlanmasına imkân vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer açmak — 1) bir kimseye oturması için yer hazırlamak 2) mec. yer bırakmak, imkân vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük