kıskançlık etmek — kıskanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreğine kar yağmak — kıskançlık duyarak üzülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HASUDÎ — Kıskançlık, çekememezlik, hasetçilik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ganı almamak — kıskançlık, çekememezlik … Beypazari ağzindan sözcükler
çatlamak — nsz 1) Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak Bardak çatladı. 2) Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. A. H. Tanpınar 3) mec. Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
günü — is., hlk. 1) Kıskançlık, çekemezlik, haset 2) Zamanından önce doğan yavru … Çağatay Osmanlı Sözlük
günücülük — is., ğü Kıskançlık, hasetlik … Çağatay Osmanlı Sözlük
haset — is., di, Ar. ḥased Kıskançlık, çekemezlik, günü Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haset etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasetlik — is., ği Haset olma durumu, hasetçi davranış, kıskançlık, günücülük … Çağatay Osmanlı Sözlük