tüm başkalaşma — is., hay. b. Böceklerde, kurtçuk ve koza evresi geçiren başkalaşma türü Kelebekler, sinekler tüm başkalaşma gösteren böceklerdendir … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarı başkalaşma — is., biy. Böceklerde kurtçuk evresi görülmeyen başkalaşma türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkalaşabilmek — nsz Başkalaşma imkânı veya olanağı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış başkalaşım — is., jeol. Magmanın sokulmasıyla, komşu kayaçların uğradığı başkalaşma, egzomorfizm … Çağatay Osmanlı Sözlük
istihale — is., esk., Ar. istiḥāle 1) Biçim değiştirme 2) biy. Başkalaşma Hasan ın gönlünü dolduran sevgi, artık bir istihale devresine giriyor gibiydi. O. C. Kaygılı 3) jeol. Başkalaşım Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istihale etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kın kanatlılar — is., ç., hay. b. Böcekler sınıfından, boynuzsu bir kın biçiminde olan birinci çift kanatları uçmakta kullanan öteki iki kanadı örten, ağız parçaları çiğnemeye, parçalamaya elverişli, bütünüyle başkalaşma gösteren bir takım … Çağatay Osmanlı Sözlük
krizalit — is., di, biy., Fr. chrysalide Kelebek olmadan önce bir böceğin, koza veya kozasız olarak geçirdiği başkalaşma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
mermerleşme — is., jeol. Genellikle başkalaşma etkisiyle, kireç taşlarının yeniden billurlaşma sonucu mermere dönüşmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
metamorfoz — is., biy., Fr. métamorphose Başkalaşma … Çağatay Osmanlı Sözlük
tagayyür — is., esk., Ar. taġayyur Değişme, başkalaşma Onun çehresindeki tagayyür, muhatabının gözünden de kaçmadı. E. E. Talu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tagayyür etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük