TEBEDDÜL — Başkalaşmak. Değişmek. * Yeni hey ete, başka kıyâfete girmek. (Bak: Hudus … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
acayipleşmek — nsz Başkalaşmak, yadırganacak bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkalaşma — is. 1) Başkalaşmak işi 2) biy. Embriyo evresinden ergin olana değin bir hayvanın geçirdiği biçim ve yapı değişimleri, istihale, metamorfoz Böcekler, yaşantılarını tamamlayıncaya kadar türlü başkalaşmalar geçirirler. Birleşik Sözler tüm başkalaşma … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuhaflaşmak — nsz 1) Tuhaf olmak, tuhaf duruma gelmek 2) Şaşırmak Cilalı parkelere serili yol halıları üzerinde yürürken tuhaflaştı. R. H. Karay 3) Başkalaşmak, huyu değişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istihale etmek — 1) biçim değiştirmek 2) başkalaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fark etmek — 1) görmek, seçmek Boğaz ın sisle kaplı olduğunu ancak ön güvertede bir yer bulup oturunca fark etmişti. A. İlhan 2) anlamak, sezmek Öç almanın fırsatını yakalamış gibi konuştuğunu fark etti. T. Buğra 3) değişmek, başkalaşmak 4) ayırt etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tegayyür — (A.) [ ﺮﻴﻐﺕ ] değişme, başkalaşma. ♦ tegayyür etmek değişmek, başkalaşmak. ♦ tegazzî etmek beslenmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TAGAYYÜR — Değişmek. Başkalaşmak. * Bozulmak. Renk değiştirmek. * Kokmak.(Tagayyür ve tebeddül; hudûsten ve tekemmül etmek için tazelenmekten ve ihtiyaçtan ve maddilikten ve imkândan ileri geliyor. Zât ı Akdes ise; hem kadîm, hem her cihetçe kemal i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİHALE — Bir şeyin terkib ve asıl şeklinin başka hâle değişmesi. Başkalaşmak. * Mümkün olmayış, imkânsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük